Afrika’da İklim Değişikliğinin Zorluklarını Fırsata Dönüştürebilmek
Son iklim değişikliği raporuna göre küresel ısınma 2,9 dereceden 3,4 dereceye yükselen fark ile Afrika kıtası için bir felaket anlamına gelebilir. Olumlama yapmak istersek, bu değerler göz önüne alındığında, kıtanın ortak bir amaç için bir araya gelmesine de vesile olabilir.
Paris Antlaşması’nın 4 Kasım 2016’da resmen yürürlüğe girmesinin iki hafta sonra, 2016 Emisyon Gerb Raporunda belgelendirilen son analizde, anlaşmanın bütünüyle başarıyla uygulanmasına rağmen dünya 2,9 dereceden 3,4 dereceye ısınmaya devam etmekte. Bu Afrika için potansiyel olarak felakettir. 2 derecelik ısınma senaryosu altında zalim istatistikler göz önüne alındığında kritik sosyo-ekonomik sektörlerde çok büyük kayıp demektir.
2 derecelik ısınma ile tarımsal verimlilik %40 oranında düşecektir. Bu da Afrika nüfusunun yarısını yetersiz beslenme riski altına sokacaktır.
Özelikle Afrika çocuklarını için büyük bir tehlike beklemektedir. Zaten yetersiz beslenme kıtada beş yaşın altında çocukların %50 sini ölümüne neden olmaktadır.
Ayrıca deniz seviyesinin yükselmesiyle gelecek yıllarda güzel birçok kıyı kenti taşkın riski ile sular altında kalacağı zaman zaman gündeme getirilmektedir. Buna ek olarak alt yapıya verilecek zarar ile kıyı kentlerinde ekonomik ve kalkınma kazançları da tersine çevrilecektir.
Paris İklim Anlaşması Nedir?
Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşmadır. Anlaşma 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliğine sahiptir.
Anlaşma ile devletler aşağıdaki amaçlarda hem fikir olmuşlardır:
-Uzun dönemde, küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalmasının sağlanması
-Sera gazı salınımının küresel seviyede azalma eğilimine geçirilmesi
-Anlaşma yürürlüğe girdikten itibaren bilimin elverdiği her türlü olanak kullanılarak sera gazı salınımını azaltacak her türlü önlemin en kısa sürede devreye alınması
Anlaşma çerçevesinde, anlaşmaya taraf devletler, konulan hedefleri sağlamaya yönelik ne gibi tedbirler aldıklarını ve bunların sonucunda hedeflerini ne ölçüde başardıklarını özetleyen raporlar yayınlayacaklardır.
Paris İklim Anlaşması ve Afrika
Şu anda Afrika’nın kalkınma zorlukları oldukça zordur. Ciddi dezavantaj, 1,2 milyar nüfusun yarısından fazlasının günlük mutlak yoksulluk için standart eşik olan günde 1,25 USD altında yaşıyor olmasıdır. Ayrıca, Afrika’nın işsizlerinin yaklaşık %60’ı gençlerden oluşuyor. Gıda güvenliği ise ayrı ve önemli bir sorundur ki Afrika nüfusunun dörtte biri açlıktan ölecek ve 200 milyondan fazla Afrikalı açlıkla karşı karşıya kalacaktır.
Diğer yandan Afrika’nın güçlü yanlarına gelecek olursak uzmanlar Paris Anlaşması uygulanırken bu zorluklara cevap vermek için Afrika ülkelerinin sosyo-ekonomik kalkınmayı güçlendirebilecek kilit sektörlerin potansiyelini en üst düzeye çıkarmaları gerektiğini söylüyorlar. Bir başka deyişle diğer sektörlerin arasında tarım, gıda üretimi ve temiz enerji konularına odaklanılmalıdır.
Afrika’nın güçlü yönleri, dünyanın ekilebilir arazilerinin %65’ini ve tatlı su kaynaklarının %10’unu içeren muazzam doğal kaynak potansiyeline sahip oluşudur. Kıtanın yenilebilir enerji potansiyeli, hidroelektrik ve güneş enerjisiyle gerçekleşebilir. Bu kaynakları sürdürebilir bir şekilde kullanabilmek Afrika’nın gelişimini de arttıracaktır.
Dünya Bankası’na göre Afrika’daki zirai değer zincirleri, eğer uygun şekilde kullanılırsa yoksulluğu diğer herhangi bir sektörden, iki kattan dört kat daha hızlı bir şekilde azaltabilir. Dünya Bankası’nın 2030’da tarım sektörünün ön gördüğü değeri 1 trilyon dolara, bu sektörün potansiyel olarak 17 milyon iş sağlayabileceğini söylüyor.
Paris anlaşması Afrika’nın ekonomik sektörlerdeki fırsatları vurguluyor. Ülkeler sözleşmeyi yurt içi gelişim ihtiyaçlarına tam olarak uygulamaktalar.
Acilen Harekete Geçilmesi Gerekmektedir
Güncellenen iklim değişimi raporlarının içerdiği felaket senaryolarına karşı acilen harekete geçilmelidir.
Aksi halde 2030 gündemi ve sürdürebilir kalkınma hedefleri, sosyo-ekonomik açıdan kapsayıcı toplumlar yaratmak için oldukça uzak kalacaktır.
Dünyanın 4C‘lik sıcaklığa doğru ilerleyebileceği göz önüne alındığında Afrika için iklim değişikliği adaptasyonu maliyetleri 2050 yılına kadar yılda 100 milyar dolarlık şaşırtıcı bir yaklaşıma ulaşabilir.
4C’lik bir senaryoda fon açığını kapatmak ise son derece zor olacaktır.
Bunun, bölgenin gelişimi üzerinde ciddi bir etkisi olacaktır. Fakat önceliğin kıtanın uyum sağlamaya yeterli mekanizmaya sahip olması sağlanmalıdır.
Zorlukları Fırsatlar Haline Getirmek
Yukarıda belirttiğimiz zorlukların çözümüne yönelik pratik çözümler Afrika’da mevcuttur ve tarım ve temiz enerji bu amaçla kullanılabilecek en önemli unsurlardır. Temiz sürdürebilir enerjinin tarımda Ekosistem Tabanlı Uyarlaması (EBA-Ecosystem Based Adaptation) iklim değişikliği ile ilgili birçok konuyu ele alabilmektedir.
Bunu gerçekleştirmek, Paris Sözleşmesi’nin belirli hükümlerini uygulanmasını sağlamakla kalmaz aynı zamanda sosyo-ekonomik kalkınma önceliklerine de uyum sağlayacaktır. Hem AU 2063 Gündemi hem de 2030 Gündemi tarafından paylaşılan temel öğeler arasında Gıda güvenliği, iş yaratma ve makro ekonomik büyümeler bulunmaktadır.
Örneğin tarla içi üretim için EBA uygulamalarının yaygınlaştırılması verimliliği %128 kadar artırma potansiyeline sahiptir. Bu uygulamalar, çiftçilerin gelirlerini arttırırken aynı zamanda yoksullukla da mücadele eder. Ayrıca gıda güvenliğinin devamlılığını sürdürerek ekosistem ve toplulukların iklim değişikliğine uyum sağlamasını olanak tanıyan ürünlerin ve bu hizmetlerin devam etme kapasitesini de arttıracaktır.
Afrika’daki Ortaklıklar için Dönüştürücü bir Modele Duyulan İhtiyaç
Paris İklim Değişikliği Anlaşması şartlarını yerine getirmek tek başına yeterli değildir.
Bu potansiyelin pratik olarak kilidini açmak geniş katılım gerektirir.
Paris İklim Değişikliği Anlaşmasının 5. Bölümü uyarınca hem devletler hem de devlet dışı aktörlerin katılımını sağlamak ve kritik uygulama araçlarının kilidini açmak için karşılıklı ortaklıklar kurmak gerekir. Bu kolektif çabayı ülke odaklı ancak kıtasal olarak sinerjik ve küresel destekli çabalarla gerçekleştirmek şu an ve gelecekte ihtiyaç duyulan en önemli şeydir.
EBOFOSA, Gıda Güvenliği Kurulu için Ekosistem Temelli Uyarlama, sürdürülebilir tarımsal sanayileşmeyi gündeme getiren girişimlerden biridir. EBAFOSA, Birleşmiş Milletler Çevre Birimi tarafından koordine edilmekte, AU(Afrika Birliği), devletler, devlet dışı aktörler ve özel sektörler tarafından da desteklenmektedir.
Gıda Güvenliği için ekosistem tabanlı uyarlama, arazi, su ve canlı kaynaklarını entegre yönetim yoluyla koruma ve sürdürebilirliğini teşvik eden tarımsal üretim yöntemlerinden oluşur.
EBAFOSA’yı uygulayan 40 Afrika ülkesinin birçoğu, sosyo–ekonomik öncelikleri belirlemek, karbon emisyonlarını telafi etmek ve ekosistemlerini korumak için politikalar ve diğer operasyonel müdahalelerin kombinasyonunu başarıyla kullanmaktadırlar.
Örneğin, EBAFOSA, Malavi’de EBA-üreticileri ile Malavi Standartları Bürosu arasında kalite standartlarını oluşturmak için yerel ve ihraç pazarlarındaki pazarlanabilirliği arttırmak için ortaklıkları desteklemektedir.
Buna ek olarak EBAFOSA Malavi’de, iklime dirençli gıda ürünlerinden Susam’ın yaygınlaştırılması, ülkenin ulusal ihracat ürünü mısır gibi daha geleneksel ürünlerden daha az su gerektiren dayanıklı ürünlere yönelimi artırıyor. EBA üretimleri iklim adaptasyonu yaklaşımlarının doğrultusunda teşvik edilmektedir.
Malavi’den alınan dersler Afrika’daki EBAFOSA üyesi 40 ülkede de tekrar edilecektir.
Başka bir örnekte Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden verilecek olursa, bir grup genç tarım girişimcisi, yerel iklime dirençli bir ürün olan Kasava’dan un yapmak için temiz enerji kullanıyor. Üretilen un satılmadan önce paketleniyor ve standartlaştırılıyor. Bu tarımsal girişimci haftada 4000 dolar kazanabiliyor. Bu iş modeli, yeşil girişimciler için güzel örnekler ve alt basamaklarda da yarar sağlamaktadır.
Fırsatların Gerçekliğe Dönüştürme Zamanı
Sonuç olarak artık fırsatların gerçekliğe dönüştürme zamanı gelmiştir. Gündem 2030 ve AU Gündem 2063, istediğimiz Afrika’yı yaratmayı taahhüt etmektedir. Kabul edilemez korkunç bilimsel uyarılar, iklim değişikliğinin ne kadar büyük bir tehlike olduğunu açıkça göstermektedir.
Ancak mücadeleyi kazanmak için Afrika yeterli kaynaklara sahiptir.
Afrika geçtiğimiz on yıllarda kalkınmayı geride bırakmış olsa da, Paris Anlaşması sosyo-ekonomik kalkınmanın hızlandırılması için bir basamak olacaktır.
Şimdiye kadar Afrika’nın iklim değişikliği uygulamaları başlangıç için yetersiz olsa da cesaret vericidir.
En önemli konu ülkelerin bu momentumu ne kadar sürdürebileceğidir.
İklim değişikliği ile mücadele dünyanın gündeminde önemli bir başlıktır.
Bu mücadeleyi yeni doğan Afrikalı çocuğun beş yaşın üzerinde yaşaması için gereken yiyeceklerle besleyemeyen anne için kazanmamız gerekiyor.
Bu mücadeleyi açlıkla karşı karşıya 240 milyon Afrikalı için kazanmamız gerekiyor.
Bu doğrultuda birliktelik ve destek Afrika kıtasının kendine yeterliliğini göstermek için en önemli yoldur.
Afrika yine geçmişteki gibi muhtaç olma ve isteme korkusunu yaşamamalı.
Alper Fatih Abidin, Temmuz 2017