İklim Direnci Uygulamalarının Afrika Tarımına Sunduğu Fırsatlar
Eğer Afrika tarım sektöründe iklim direncinde başarılı olursa, yoksulluğa büyük bir darbe getirebilir. Afrika ticaret politikaları ve uygulamalarında gerekli değişiklikleri yapılabilirse 20 milyar$ kazanabilir.
İlerleme testi, elde olanların üzerine eklenerek değil, az olanın yeterli olup olmadığıdır. Bu sözler Franklin Roosevelt’in sözleridir ve hala yankı uyandırmaktadır.
Afrika nüfusunun %50’si aşırı yoksulluk içinde yaşamaktadır ve Afrikalı gençlerin %60’sı işsizdir. Kıta bir dönüm noktasındadır. Yoksul vatandaşların sayısı artarken, yoksul vatandaşları yoksulluktan dışarı çekmek için fırsatların sayısı da artmaktadır. Değişen iklim göz önüne alındığında, Afrika’nın uzun vadedeki sürdürebilirliği garanti altına almak için, ekonomik olarak üretken sektörlere iklim direncini inşa etmesi en önemli konudur.
Afrika kıtası üzerinde dönüşüme en uygun ve kullanılmayan potansiyeli ile geçimin gıda üzerine kurulu olduğu odak sektör tarım sektörüdür. Tarım ortalama nüfusun %64’ünü istihdam eder ve kadınların %80’i tüketilen gıdayı üretir. Bu ihracatında önemli bir kaynağıdır ve tarım sektörünü potansiyeli en büyük ve katma değeri en yüksek sektör haline getirir.
Dünya Bankası raporlarında, Afrika’nın mahsul veriminde %10’luk artış, yoksullukta %7’lik bir azalmaya karşılık gelir.
Dünya Ticaret Örgütü WTO’nun 10 Aralık 2015’de Nairobi, Kenya’da düzenlediği 10’ncu Bakanlıklar Konferansında üye devletler kıtanın tarım sektörünün kullanılmayan potansiyelini bir adım daha öteye taşıdı. Tarihi Nairobi paketinde, 6 ülkenin Bakanlık kararı ile fakir ülkelere fayda sağlayacak ilk sektör “tarım sektörü” olarak değerlendirildi. Bu kararların en önemlisi tarım ihracat sübvansiyonlarının kaldırılması konusunda taahhüt verilerek küresel tarım pazarlarını yeniden düzenlenmesi ile daha büyük ve zengin dış pazarlara Afrika’nın erişimini arttırılmasının sağlanmasıdır.
Sübvansiyonların etkisine baktığımızda, 30 milyar£ yıllık sübvansiyon rejimi kıtada ve diğer gelişmekte olan ülkelerde çiftçilerin karşılaştıkları en büyük haksızlıklardan biri olmuştur. Gelir ve gelişim fırsatları açısından maliyetler kıta için ağır bir yüktür.
Örneğin, Mozambik’te şeker sektörü, en büyük ve önemli istihdam kaynağıdır. 23.000 kişiyi istihdam eder ve toplamda 40.000 kişilik bir iş potansiyelidir. Üretim maliyetleri 286€/ton ile dünyanın en verimli üreticilerinden biri haline getirmiştir. Ancak Avrupa’nın fiyat garantili dampingleri, üretim maliyetlerini %34 düşürmektedir ve Mozambik’in rekabeti zayıflamaktadır. Ülke her yıl potansiyel gelirinin 70 milyon£’dan fazlasını kaybeder.
Yakınındaki Svaziland’da ise yerel sanayi ithal ürünlerle rekabet edemediğinden 12.000 işçi işini kaybetmiştir.
Kenya, Nijerya ve Senegal’de buğday için ucuz ve sübvansiyonlu ithalat ile gelişimi vurulan yerel alt sektörün durumu da aynı konunun bir parçasıdır.
Benzer şekilde, Ganalı ve Senegalli tavuk yetiştiricilerinin pazar payı da %11 küçülmüştür, çünkü ithalatlar %50 daha ucuzdur.
Bu nedenle, sübvansiyonları kaldırması, taze ve işlenmiş malların Afrika’nın tarımsal üretimini arttırmasında önemli bir teşvik sağlayarak adil piyasa koşulları yaratacaktır. Bu da ihracat pazarında kıtanın payını arttıracaktır.
Fakat sübvansiyonların kaldırılması önemli bir etki yaratacak olsa da, iklim değişikliği tarımsal üretimi %40 azaltmakla tehdit etmektedir.
2013 Afrika Uyum raporuna göre, Afrika’nın tarımı da içeren ekonomik sektörleri, eğer iklim değişikliğine yeterli adaptasyon olmazsa, kıtanın toplam GSYİH’nde %7 oranında zararla yüz yüze kalabilir.
Afrika Nairobi Paketine göre, düzenlemeden tam yararlanabilmek, tarım sektörünü geliştirmek ve verimliliği arttırmak için acilen iklim dirençli sistemlerin kurulması gerekmektedir.
Bu doğrultuda EBA (Ekosistem Tabanlı-Adaptasyonlu Tarım) sektöre uygun seçenekler sunar. Bu sistem sürdürülebilir verim artışı sağlamak için iklim direnci oluşturur; %128’e kadar besleyici gıdaların ve çiftçi gelirinin artışını sağlar. Ayrıca bütün bunlar çevresel ve finansal maliyeti, kimyasallar ve ilgili girdilerin en az kullanımı ile yapılır.
EBA (Ekosistem Tabanlı-Adaptasyonlu Tarım) Afrika’nın küçük arazi sahibi çiftçilerine ki bu tüm çiftçilerin %80’idir, ölçülü gübre kullanımı ile uyum sağlar. Mozambik’te, ekosistem tabanlı tarım, büyük ölçüde mangrov’ların kesilmesi için, kıyı şeridinde çevre zararını azaltmak için kullanılmıştır. (Mangrove: Tropikal kıyılarda ev bataklıklarda yetişen ve toprağın dışına kökler salarak tutulan ağaç ve fundalardır). EBA yaklaşımı, çevresel bozulmaların sonuçlandığı uygulamalarda da, canlıların çeşitliliğini korumaya yardım ederek önemli çıkış sağlamaktadır. Halk mangrov’ları rehabilite ederken yengeç ve balık yetiştiriciliğini de geliştirmeyi başarmıştır. Sahil şeridi rehabilitenin yanı sıra, mangrov yaşamını yenilenmesi, balık popülasyonlarını canlandırmıştır ve vahşi balıktan da av elde ederek başka bir kaynak daha sağlamıştır.
Ayrıca, gıda güvenliği için bir EBA ekosistemleri güçlendirirken daha sürdürebilir ticaret potansiyeli üreten yüksek ürün verimi ile tarımsal hacimleri de arttıracaktır.
Batı Afrika’nın geniş alanlarında, ISFM (Entegre Toprak Verimliliği Yönetimi) ile dört yılda 200.000 hektarda ve %33 ile %58 arası verim sağlanmıştır. Bu oranlar mısırda %179, manyok ve börülcede %50 oranlarına ulaşmıştır.
Ekosistem Tabanlı Adaptasyon Afrika’nın ekonomik büyümesi için bir fırsattır. WTO Nairobi Paketi tarafından sunulan EBA odaklı tarım, Afrika ülkelerinin tarımsal verimliliğini arttıracak bir kaldıraç görevi görecektir. Bu kıtanın tarım sektörünün daha sürdürebilir ve kapsayıcı büyümesine yol açarak daha büyük ve zengin dış pazarlara erişiminde büyük ölçüde katkı sağlayacaktır. Ancak bu fırsatlar için temel politikaların kullanılması gerekecektir. Bunlar şunlardır ve aşağıdakiler ile sınırlı değildir.
-Gıda sistemlerine esnek iklim politikalarını ve uygulamalarını entegre etmeyi amaçlayan öncelikli politikalar,
-İnsanların ve malların serbest dolaşımını kolaylaştırmak için Afrika içi ticareti sağlamak için kıta genelinde, bölgesel entegrasyon ve göç politikaları,
-Tarımsal ürünler için ihracat tarifelerini ortadan kaldırarak ihracat maliyetlerini düşürecek yeni ticaret ve maliye politikaları,
-Afrika tarım ihracatı standartlarını geliştirecek ve rekabet düzeyini küresel düzeye getirecek imalat politikaları,
-Yamoussoukro Kararında bölgesel revizyonlar yapılarak düşük maliyetli Afrika iç taşımacılığı için Afrika sahasını açmak için politikalar,
-Kırsal üreticilerin etkin bağını arttıracak özellikle ulaşım maliyetlerini azaltacak, şehirlerarası yollara bağlantı veren yol kalitesine ve yol ağlarına yönelik öncelikli alt-yapı politikaları,
-%70’i kırsal alanlarda yaşayan Afrikalı üreticilerin elektrik erişimini arttırmaya yönelik enerji politikaları,
Temiz enerjiyi kullanmak ekonomik ve çevresel olarak Afrika’ya puan kazandıracaktır. İklim direnci Afrika’nın tarımına altın bir fırsat sunmaktadır. WTO Nairobi Paketi tarafından sunulan fırsatlar, ekonomi dahil, esnek Afrika’nın geliştirilmesinde büyük bir şanstır.
Şimdi, her zamankinden daha fazla, Afrika’nın zamanıdır. Bu fırsatlardan yararlanmak için, hükümetler, özel sektörler, akademi birimleri, sivil toplum örgütleri ve bireysel vatandaşların, kıtada tüm paydaşların birlikte çalışması gerekir.