Afrika’nın Milyar Dolarlık Sağlık Turizmi Pazarı Raporu
Medikal tedavi için her yıl binlerce Afrikalı Orta Doğu ve Asya’ya gidiyor. Tıbbi bakım için ülke dışına seyahat etme uygulamasına yaygın olarak “tıp turizmi” olarak adlandırılır. 2019 yılına kadar 32,5 milyar dolara ulaşması beklenen küresel milyarlarca dolarlık bir endüstriden söz ediyorum.
Nijeryalılar, her yıl sadece Hindistan’a tıbbi turizm için 200 milyon dolardan fazla para harcıyorlar. Tanzanya, Kenya, Sudan, Marutis, Mısır ve Güney Afrika, medikal turizmde diğer büyük harcama yapan ülkelerdir.
Genel olarak Afrika’nın yurtdışı sağlık hizmetleri için yılda 1 milyar dolara kadar tıp turizm ile yurtdışına kaçırdığı tahmin edilmektedir. Bu da kıta için büyük bir ekonomik kayıptır.
Bir hasta Nijerya’da tedavi olmak varken neden tıbbi bir prosedür için uzun yolculuk mesafesine ilaveten vize, ulaşım, konaklama masraflarına rağmen dünyanın öbür ucuna uçmayı tercih etsin.
Peki, bu hasta Nijerya dışına çıkmak zorunda kalmadan aynı kalitede tedaviyi ülkesinde alabilir mi?
Sonuçta Hindistan’a yapılan seyahate harcanan paranın yarısı seyahat, vize ve konaklama masrafları. Diğer yarısının da tedavi masrafları olduğunu düşünelim. Hasta bir insanı dünyanın diğer tarafına 13 saatlik bir uçuşla nakletmenin risklerine ne demeli?
Bunun için Afrikalıların Tıbbi Bakım için Kıtanın Dışına Seyahat Etmeyi Tercih nedenlerine bakalım.
En önemli faktör birçok Afrikalı yerli sağlık sektörüne güvenmiyor.
Bunun arkasındaki ilk faktör zayıf finansman ve altyapı eksikliği. Birkaç ülke hariç, zayıf finansman ve altyapı nedeniyle Afrika’daki sağlık sektöründe zayıf kalmaktadır. Örneğin Nijerya’da sağlık hizmeti finansmanı ulusal bütçenin %6’sından azını temsil etmektedir. Uluslararası referansın %15 olduğunu düşünürsek yarısından daha azı bir bütçeden söz ediyoruz.
Sonuç olarak tedavi etmek için gereken beceriler ve tıbbi ekipman kıtada yetersizdir.
İkincisi mevzuat ve standartlardaki eksikliklerdir. Bu durum sağlık sektöründe özelikle devlete ait hastanelerde ve kliniklerde kalitesiz hizmetlerin sunulmasına neden olmaktadır. Afrika’da pek çok ülkede, sağlık profesyonelleri yeteri kadar eğitilmemiştir ve yetersiz denetlenmektedir, ayrıca tıbbi ekipman ve altyapı pek geliştirilememiştir. Ayrıca tıbbi hatalar için yasal çerçeve mevcut değildir veya yetersiz uygulanmaktadır.
Adil olmak gerekirse, Afrika sıtma, çocuk felci, kızamık ve diğer benzeri hastalıklarla mücadele konusunda geçmişe nazaran önemli ilerleme kat etmiştir. Fakat nöröşirürji, kardiyoloji, ortopedi veya nakiller gibi karmaşık medikal tedaviler söz konusu olduğunda bunlara cevap verme kabiliyeti henüz tam değildir.
Üçüncü olarak kıtadaki sağlık sektörünün yetersiz olduğu algısıdır. Uygun teçhizata ve gelişmiş tıbbi prosedürü uygulayabilecek nitelikli profesyonellerin olmasına rağmen bazı hastanelerde hizmetlerin uluslararası standartlara ulaşamayacağına dair yaygın bir algı bulunmaktadır ve müşteriler para ile bile bazı değerleri alamayacaklarına inanmaktadır. Özellikle karmaşık ve hassas tıbbi prosedürler için güvensizlik söz konusudur.
Dolayısıyla hayatları konusunda bir kumar oynamaktan kaçan Afrikalılar tıbbi bakım için kıtanın dışına gitmeyi tercih ederler. Kıtanın tıbbi turistlerinin yarısına kadar olanı tedavi için Hindistan’ı tercih ederken daha zengin olanlar Orta Doğu, Batı Avrupa ve Amerika’yı tercih ederler.
Fark ederseniz Afrika’nın sağlık pazarında büyük bir boşluk vardır ve bu boşluğu doldurabilecek yatırımcılar ve girişimciler kıtanın milyar dolarlık tıbbi turizm pazarını etkin bir şekilde değerlendirebilecek şansa sahiptirler.
Afrika’da en üst düzeyde kalite ve uluslararası standartta tıbbi bakım sağlayabiliyorsanız, medikal turizme uygun maliyetli bir alternatif sunmuş olacaksınız.
Bu konuda şu anda Afrika’da çalışan iki model bulunmaktadır:
Birincisi Hint Hastane zincirleri Afrika’da sayıca çoğalmaktalar.
Afrika’daki medikal turizmin en büyük yararlanıcılarından biri olan Hintli sağlık girişimcileri ve yatırımcıları Afrika’nın tıbbi turizm pazarını kıtada yaygınlaştırmak suretiyle önemli bir hamle yapıyorlar.
Birkaç örnek verelim:
Hindistan’ın en büyük sağlık zinciri olan Apollo Hastaneleri; Tanzanya, Dar-üs-Selam ‘da bulunan ve 500 yataklı 70 milyon dolarlık bir hastaneye yatırım yaptılar.
Bu çok uzmanlaşmış tesis doğu Afrika bölgesinde hasta ve tıbbi turist olacak kesime yöneliktir. Apollo Group ayrıca, stratejik Pazar olarak gördüğü ve tıbbi turistlerin karlı kaynakları olan Nijerya, Gana, Etiyopya ve Zambiya’da hastaneler satın almayı ya da kurmayı planlıyor.
Baska bir Hintli tıbbi şirket olan Biohealth, kapsamlı kardiyoloji diagnostiği, dyaliz ve radyoloji için kıtadaki bir sağlık tesisine 5 milyon dolarlık yatırım yapıyor.
Genellikle özel ve kurumsal yatırımcılar tarafında desteklenen Hint Hastaneleri sıfırdan inşa ediliyor veya mevcut tesisler alınıp yenileniyor. Bu eğilim Afrika’nın sağlık sektörünün on yıldaki dönüşümüne hakim olacak gibi görünüyor.
Bir diğer ilginç iş modeli, özel girişimci ve yatırımcıların veya Afrika hükümetlerinin sermaye sağlama veya hastane altyapısını oluşturma, daha sonra uzmanlık sağlamak ve hastaneye iletmek için Hindistan, Avrupa ve Kuzey Amerika’dan tecrübeli tıbbi uzmanlarla işbirliği ve teknik ortaklık düzenlemeleridir.
Nijerya ‘daki Vedic Lifecare Hastanesi, Hindistan’ın önde gelen sağlık uzmanlarından biri olan Manipa Hastanesinin klinik, teknolojik altyapı ve yönetim desteğiyle yerel işadamları ve yatırımcılar tarafından geliştirildi.
Zambiya Lusaka’daki Appasamy Göz Sağlığı Hastanesi Zambiya Göz Merkezi ile Hindistan’ın Appasmy Associates arasında bir ortak girişim olup minör ve majör göz hizmetleri sağlamaktadır.
Kenya’nın Nairobi kentinde bir hastane işleten Medanta Africare, bu iş modelinin bir başka örneğidir. Bir inşaat şirketi olan RJ Corp ve Hindistan’da çok özel bir tıbbi enstitü olan Medanta arasındaki işbirliği ile kurulmuştur.
Bu teknik ortaklıklar modeli ve yerel kuruluşlarla dünya çapındaki sağlık profesyonelleri arasındaki işbirliği Afrika’nın sağlık sektörü için oldukça önemli adımlardır ve kendi kendine yeten tıp uzmanlarının kapasitesini artırabilmesi için büyük bir fırsattır.
KPMG tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Afrika’daki sağlık pazarı 35 milyar doların üzerindedir. Tüm yukarıda anlattıklarım sağlık turizm odaklı olsa da bunlar sadece geniş bir pazarın bir alt kümesidir.
Afrika önümüzdeki otuz yılda dünyanın en hızlı büyüyen nüfusuna sahip olacaktır ve bu nüfus patlaması sağlık hizmetlerine talebi de artıracaktır. Şimdi pazara giren vizyonerler bundan büyük fayda sağlayacaktır.
Ağustos 2017